21 Ocak 2014 Salı

                                                             ATEŞLİ BİLET                            

  “Gelebileceğini düşünmüştüm,” diye mırıldandı kadın. “Hâlâ sana bir dans borcum var.”

Sekiz santimetrelik, dizlerine kadar uzanan çizmeleriyle, Jace’ten birkaç santimetre kadar uzundu. Muhtemelen ayakkabıları olmadan Jace ondan üç santim daha uzun olurdu. Kızın boyu canını sıkmadı. Başını kaldırıp ona bakmak Jace’i heyecanlandırıyordu. Uzun, beyaz boynu onu uyarıyordu. Çenesinin keskin açısı. Yumuşak yanağı. Kalın kirpikleri. Kalın, siyah bukleleri. Deriyle karışmış parfümünün miskli kokusu ve naneli sakızı. Yumuşak, boğuk tondaki sesi. Kadınla ilgili her şey onu heyecanlandırıyordu. Ona ihtiyacı vardı. Şimdi. Kadının bedenini kendisininkine doğru çekmemek için iradesinin her parçasını kullanıyordu.

“Beni nasıl tanıdın?” diye sordu Jace.

Kadın, kaskının siperini kalırdı ve Jace’in gözlerinin içine baktı. Gök mavisi irisleri, kapkara saçları ve porselen gibi beyaz teniyle şok edici bir kontrast yaratıyordu. “Hâlâ aynı kıyafetleri giyiyor olduğun gerçeğini saymazsak mı?”

Ah.

ATEŞLİ BİLET - OLIVIA CUNNING


1 yorum:

  1. iyi akşamlar. aklıma bir şey takıldı, onu soracaktım. facebook sayfanızdaki paylaşımlarınızın yorum bölümleri kapalı bunu nasıl yaptınız? facebook sayfanızın mesaj bölümü de kapalı olduğundan buradan yazmak durumunda kaldım, kusura bakmayın.

    YanıtlaSil